info@serramuhendislik.com 0212 438 76 66

Sürdürülebilirlik Kavramı Nedir?

Sürdürülebilirlik, kısaca gelecek nesillerin hakkını elinden almadan hayat sürme kabiliyetine denir. Sürdürülebilirliğin kelime anlamı daima var olma yeteneğidir. Sürdürülebilirliğin üç temel unsuru, çevresel sürdürülebilirlik, sosyal sürdürülebilirlik ve ekonomik sürdürülebilirlik unsurlarıdır. Dünyamızın sürdürülebilir olması, var olma yeteneğini devam ettirebilmesi için çevrsel, sosyal ve ekonomik sürdürülebilirlik şartlarına uymamız gerekmektedir. Sürdürülebilirlik danışmanlığı sayfamızı ziyaret ederek daha fazla bilgi edinebilirsiniz.

Sürdürülebilirlik algısı ilk olarak 10980 li yılalrın başlarında Birleşmiş Milletler tarafından oluşturulmuştur. Sürdürülebilirlik tanımından anlaşılacağı üzere, insanların daima hayat sürebilmesi için gelecek nesillerin haklarını elinden almaması gerekir, ancak bu durum günümüzde bu anlam üzerine ilerlememektedir. Yapılan araştırmalara göre dünya kaynaklarının kullanımı 2023 yıllından %75 oranında fazla kullanılmıştır. Bu oran bize gelecek nesillerin haklarından %75 oranında kullanım yaptığımzı ifade etmektedir.

Sürdürülebilirlik, doğal kaynakların ve çevrenin gelecek nesiller için korunması ve insan ihtiyaçlarının karşılanması amacıyla geliştirilen bir kavramdır. Yapılan araştırmalara göre, küresel ısınmanın iklim değişikliğine sebep olması, kaynakların verimli kullanılmaması, kirliliğin arttırılması ile insanlığın gelecekte hayatını sürdürebilmesi pek mümkün görünmüyor. Bu durumu düzeltmek için tüm insanlığın birlikte mücadele etmesi gerekiyor.

Sürdürülebilirlik kavramı, mevcut ve gelecek nesillerin ihtiyaçlarını karşılamak için kaynakları etkin bir şekilde kullanmayı ve doğal dengeleri korumayı amaçlayan bir yaklaşımdır. Bu kavram, çevresel, ekonomik ve sosyal boyutlarıyla birlikte ele alınır. Çevresel sürdürülebilirlik, doğal kaynakların verimli ve dengeli bir şekilde kullanılmasını, biyoçeşitliliğin korunmasını ve çevresel etkilerin minimize edilmesini içerir. Ekonomik sürdürülebilirlik, kaynakların etkin bir şekilde kullanılmasıyla birlikte ekonomik büyüme ve kalkınmanın devamını sağlayacak sistemlerin oluşturulmasını kapsar. Sosyal sürdürülebilirlik ise toplumun refahını ve adaletini gözeten, insan haklarına saygılı, eşitlikçi ve kapsayıcı bir yaklaşımı ifade eder.

Sürdürülebilirlik ile ilgili gündem, şirketler, yatırımcılar, tüketiciler, iş gücü ve ülkeler üzerinde giderek artan bir etkiye sahip. Daha önceden “olmasında fayda var” diye kabul ettiğimiz bazı durumlar, günümüzde şirketlerin uzun vadeli ekonomik başarısı için vazgeçilmez görülüyor ve sürdürülebilirlik işlerin yürütülmesinde merkezi bir rol oynuyor. Bir şirketin faaliyetlerinin çevre ve toplumu nasıl etkilediği ve bunun iş modelini nasıl şekillendirdiği ilk olarak odaklanılması gereken konular arasında yer alıyor. Bugün geldiğimiz noktada sürdürülebilirlik, bir şirketin oyunda kalıp kalmayacağını belirliyor.

Sürdürülebilirlikdünya üzerindeki tüm canlıların yaşamını sürdürebilmesi için kritik öneme sahiptir. İnsan faaliyetleri doğal kaynakları hızla tüketirken, çevresel bozulma ve iklim değişikliği gibi sorunlar da giderek artmaktadır. Bu nedenle, sürdürülebilirlik ilkeleri doğal kaynakların korunması, atık ve kirliliğin azaltılması, yenilenebilir enerji kullanımının teşvik edilmesi gibi uygulamaları içerir. Ancak sürdürülebilirlik sadece çevresel önlemlerle sınırlı değildir; aynı zamanda sosyal adalet ve ekonomik kalkınma ile de yakından ilişkilidir. Bu nedenle, sürdürülebilir bir gelecek için entegre ve kapsamlı bir yaklaşım benimsenmelidir.

Sürdürülebilirlik Kısaca Nedir?

Sürdürülebilirlik, mevcut ve gelecek kuşakların ihtiyaçlarını karşılamak için doğal kaynakları verimli ve dengeli bir şekilde kullanma kavramını ifade eder. Bu, çevresel, ekonomik ve sosyal boyutları bir araya getirerek kaynakları etkin bir şekilde yönetmeyi ve doğal dengeleri korumayı içerir. Çevresel sürdürülebilirlik, ekosistemlerin ve biyoçeşitliliğin korunması, atık ve kirliliğin azaltılması gibi çevresel etkileri minimize etmeyi hedefler.

Ekonomik sürdürülebilirlik, kaynakların etkin kullanımını teşvik ederken ekonomik büyümeyi ve kalkınmayı destekleyen sistemlerin oluşturulmasını içerir. Sosyal sürdürülebilirlik ise toplumun refahını artırmayı, eşitlik ve adaleti sağlamayı, insan haklarına saygıyı gözetmeyi ve kapsayıcı bir yaşam tarzını teşvik etmeyi amaçlar. Bu yaklaşım, insanların bugün ihtiyaçlarını karşılamakla birlikte, gelecek nesillerin ihtiyaçlarını da gözeterek yaşamalarını sağlayan bütüncül bir düşünce biçimidir.

Sürdürülebilirlik kavramı, gelecek nesillerin ihtiyaçlarını karşılayabilmek için bugünün kaynaklarını korumak ve sürdürmek anlamına da gelir. Kelime anlamından çıkarım yapması kolay bir kavram olması ve durumu kurumlar açısından değerlendirmemiz nedeniyle, işletmenin varlığının sürdürülebilir olmasını sağlamak temel amaçtır. İşletmenin sürdürülebilir olması için, sağlıklı bir çalışan alt yapısına, yaşanabilir bir doğaya, yaşanabilir bir topluma ihtiyacı var. İşletme, hedeflerine ulaşmak için çalışanını, doğasını ve toplumunu yok ediyorsa zaten hedefine ulaşması mümkün olmayacaktır. Çalışacak bir personel, satacak bir toplum, yaşanabilecek bir doğa olmadığı durumda işletmenin dünyanın en büyüğü olmasının bir faydası olmayacaktır.

Sürdürülebilirliğin Temel İlkeleri

Sürdürülebilirlik, çevresel, ekonomik ve sosyal unsurların entegre bir şekilde ele alındığı bir kavramdır. Bu nedenle, sürdürülebilirliğin temel unsurları da bu üç alanı kapsar. Çevresel sürdürülebilirlik, doğal kaynakların korunması, ekosistemlerin dengede tutulması ve çevresel etkilerin en aza indirgenmesiyle ilgilidir. Bu, temiz su ve hava sağlanması, biyoçeşitliliğin korunması ve iklim değişikliği gibi çevresel tehditlerin ele alınması anlamına gelir.

1. Ekonomik Sürdürülebilirlik

Kaynakların etkin bir şekilde yönetilmesini ve ekonomik faaliyetlerin uzun vadeli sürdürülebilirliğini sağlamayı amaçlar. Bu, sürdürülebilir üretim ve tüketim modellerinin teşvik edilmesini, yeşil teknolojilere yatırım yapılmasını ve gelir adaletinin sağlanmasını içerir. Ayrıca, ekonomik büyüme ile doğal kaynak tüketimi arasındaki dengeyi korumayı da hedefler.

İnsanların yaşamlarını, insan onuruna yakışır şekilde sürdürmesi için ekonomik olarak kararlı ve kalkınmış bir dünya gereklidir. Bu ilke, ekonomik büyüme ve refahı sürdürürken, doğal kaynakları etkili bir şekilde kullanmayı, kaynakları tüketmemeyi, israfı önlemeyi, çevre dostu üretim yöntemlerini uygulamayı ve toplumsal refahı artırmayı hedefler. Konvansiyonel ekonomi bakış açısında temel amaç ekonomik büyüme sağlamak iken, sürdürülebilir ekonomi de temel amaç ekonomik büyüme sağlanırken doğaya ve sosyal yaşama zarar verilmemesi esas alınmaktadır.

2. Çevresel Sürdürülebilirlik

Doğal kaynakları kullanırken, doğal çevreyi bozmadan ve gelecek nesillerin ihtiyaçlarını da düşünerek hareket etmek anlamına gelir. Bu ilke doğal kaynakları verimli bir şekilde kullanmayı, doğal yaşamın korunmasını, biyolojik çeşitliliği arttırmayı ve çevre kirliliğini en aza indirmeyi hedefler. Çevresel sürdürülebilrliğin sağlanamaması durumunda, dünyamızın uzun süre sağlıklı olarak var oluşunu sürdürmesi pek mümkün olmayacak.

3. Sosyal Sürdürülebilirlik

İnsanların yaşam kalitesini ve refahını artırmayı, eşitlik ve adaleti sağlamayı ve toplumda kapsayıcı bir ortamı teşvik etmeyi amaçlar. Bu, eğitim, sağlık hizmetleri, barınma gibi temel insan ihtiyaçlarının karşılanması, toplumsal cinsiyet eşitliği, kültürel çeşitliliğin korunması ve işçi haklarının güvence altına alınması gibi konuları içerir. Sosyal sürdürülebilirlik, toplumun her kesiminin katılımını ve güçlendirilmesini gerektirir, böylece herkesin yaşam kalitesinin artırılması sağlanabilir. Toplumun ihtiyaçlarını karşılamak, herkesin ihtiyaçlarını göz önünde bulundurarak, sosyal adaleti sağlamak ve insan haklarına saygı göstermek anlamına gelir. Bu ilke, toplumsal refahı artırmayı, yoksulluğu azaltmayı, eğitimi ve sağlığı desteklemeyi, kültürel çeşitliliği korumayı ve insanların yaşam kalitesini iyileştirmeyi hedefler.

Sürdürülebilirlik Boyutları Nelerdir?

1.Çevresel Sürdürülebilirlik Boyutu

Kurumsal sürdürülebilirliğin çevresel boyutu kapsamında iş faaliyetlerinin sonucu olarak çevreye verilen etkinin ifade edildiğini söyleyebiliriz. Ticari ve kurumsal faaliyetler doğrultusunda kullanılan alanların da sürdürülebilir çevresel boyut içerisinde değerlendirildiğini söylemek mümkündür. İşletmeler geliştirmiş oldukları ürünlerin üretimlerinden dağıtımına kadar çevreye birçok etki bırakır. Bu etkiler şu şekildedir:

  • Meydana gelen sera gazı emisyonları
  • Oluşan atıklar
  • Biyoçeşitliliğe yapılan etki
  • Tedarik zincirinde meydana gelen çeşitli çevresel etkiler
  • Üretimi amacı ile kullanılan çeşitli alanlar
  • Bu etkileri incelerken karbon ayak izi kavramı da geliştirilmiştir. Bu noktada çok daha çevreci bir tedarik zinciri oluşturularak kurumsal sürdürülebilirlikte alanında çeşitli atılımları yapılması istenmektedir.

2.Sosyal Sürdürülebilirlik Boyutu

Kurumsal sürdürülebilirlik kavramının sosyal boyutu ise paydaşlar, çalışanlar ve kuruluş faaliyetlerinin etkilendiği toplam olarak 2 şekilde ifade edilmektedir. Bu alanlar kapsamında gerçekleştirilen iyileştirmeler firmaların geleceğe dönük olarak değer yaratmasını sağlamaktadır. Çalışanlara eğitim ve gelişim fırsatlarının tanınıyor olması, dış ve iç paydaşlar ile etkili bir şekilde iletişim sağlanmasını sağlamaktadır.
Çalışanların eğitimleri ve gelişimleri noktasında çeşitli fırsatların tanınıyor olması, i ve dış paydaşlar ile etkili iletişim sağlanabiliyor olması, toplumsal fayda üreten projeler üretilmesi sosyal boyut içerisinde bulunmaktadır. Bunun yanı sıra adil maaş ve iş eğiti gibi durumlarda da iş gücünün motivasyonunu sağlamak amacı ile etkili bir şekilde yönetilmesi noktasında çeşitli faydaları bulunmaktadır.

3.Ekonomik Sürdürülebilirlik Boyutu

Kurumsal sürdürülebilirlikteki ekonomik boyut ise genel olarak finansal çıkarlar ile ilgilidir. Bu doğrultuda firmaların faaliyetlerini sürdürebilmeleri için ticari kaygıları ön planda tutmaları gerekmektedir. Ayrıca işletmelerin toplum içerisinde ki ekonomik değerlerini de yaratabilmeleri gerekmektedir. Çeşitli ticari faaliyetler diğer boyutlar ile doğrudan bir ilişki içerisindedir. Yani sosyal ve çevresel boyutlar, ekonomik çıkarlar bağımsız değildir. Başka bir ifade ile uzun vadede bir değer oluşturan markalar yaratmak için sosyal ve çevresel faaliyetler ile uyumlu olunması gerekmektedir.

Sürdürülebilir Kalkınma Nedir?

Sürdürülebilir kalkınma, gelecek nesillerin haklarını ellerinden almadan, insan onuruna yakışır bir biçimda hayat sürme kabiliyetini denir. Bu anlama ulaşmak için sürdürülebilirlik ve kalkınma tanımlarını birleştirdik. Birleşmiş Milletlere göre, insan onurunu yakışır biçimde hayat sürme kabiliyetine kalkınma denir. Sürdürülebilirliğin tanımını ise gelecek nesillerin ihtiyaclarını elinden almadan, hayat sürme kabiliyitine denir olarak yapmıştık. Bu iki tanımı birlileştirdiğimizde Sürdürülebilir kalkınma tanımını ortaya çıkarmış oluruz.

Sürdürülebilir Yaşam Nedir?

Sürdürülebilrilik kavramının dünyamız için önemini yukarıda yaptığımız açıklamalarda vurgulamaya çalıştık. Peki bu derece önemli olan sürdürülebilirlik kavramı için bireyler olarak bizler ne yapabiliriz. Sürdürülebilirlik anlayışını yaşam felsefemiz haline getirmemiz gerekir. Yaptığımız tüm faaliyetlerde, doğaya, çevreye, kaynaklara, ekonomiye ve sosyal unsurlara yarattığımız etkiyi düşünmemiz gerekir. Bireyler olarak ben tek başına dünyayı kurtaramam diye düşünmememiz gerekir. Her birreyin sürdürülebilir yaşam felsefesini benimsemesi halinde, zaten dünyamız için en iyi geleceği hazırlamış oluruz.

Bireyler olarak sürdürülebilir yaşam şartlarına uyum sağlamamız ne derece önemliyse, kurumlarında da sürdürülebilirlik şartlarına aynı derecede uyum sağlaması gerekir. Bireyler için geçerli olan sürdürülebilirlik şartları, temel mantıkta kurumlar içinde aynı olsada, kurumsal sürdürülebilirlik şartları bazı noktalarda değişkenlik göstermektedir.

Sürdürülebilir Şehir Özellikleri Nedir?

Sürdürülebilir şehirler, çevresel, ekonomik ve sosyal açıdan dengeli ve yaşanabilir alanlar olarak tanımlanır. Bu şehirler, çeşitli önlemler alarak kaynakları etkin bir şekilde yönetmeyi, çevresel etkileri minimize etmeyi ve toplumun refahını artırmayı hedefler. Birinci olarak, sürdürülebilir şehirler çevresel olarak dostu altyapıya sahip olmalıdır. Bu, yeşil alanların korunması ve artırılması, sürdürülebilir ulaşım sistemlerinin geliştirilmesi, enerji verimliliğinin artırılması ve atık yönetiminin etkin bir şekilde gerçekleştirilmesi gibi uygulamaları içerir. Ayrıca, su ve hava kalitesinin korunması da çevresel sürdürülebilirlik açısından önemlidir.

Sürdürülebilir şehirler ekonomik olarak kalkınmayı ve refahı teşvik eder. Bu, sürdürülebilir iş modellerinin benimsenmesi, yeşil iş alanlarının oluşturulması, yerel ekonominin desteklenmesi ve gelir adaletinin sağlanmasıyla mümkün olur. Ayrıca, sürdürülebilir şehirlerde eğitim, sağlık hizmetleri, kültürel etkinliklere erişim gibi sosyal olanaklar da sağlanarak toplumun refah düzeyi artırılır.

Sürdürülebilir şehirler toplumsal açıdan kapsayıcı ve adil bir yapıya sahip olmalıdır. Bu, sosyal adaletin sağlanması, toplumsal cinsiyet eşitliğinin teşvik edilmesi, dezavantajlı grupların desteklenmesi ve yerel toplulukların katılımının sağlanmasıyla gerçekleşir. Ayrıca, kültürel çeşitliliğin korunması, kamu hizmetlerine erişimin kolaylaştırılması ve güvenli ve sağlıklı yaşam koşullarının sağlanması da sürdürülebilir şehirlerin özellikleri arasındadır. Bu unsurlar bir araya geldiğinde, sürdürülebilir şehirler insanların yaşam kalitesini artırmak, çevresel etkileri azaltmak ve gelecek nesiller için sağlıklı ve yaşanabilir bir ortam yaratmak için önemli bir rol oynarlar.

Leave a comment